Merkez Bankası'nın Faiz Artışı ve Ekonomik Etkileri
Merkez Bankası, haftalık borç verme uygulamasına dönerek politika faizini artırdı. Bu karar, piyasalarda önemli değişikliklere yol açtı ve enflasyonla mücadelede yeni bir dönemi başlattı. Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınan karar, Merkez Bankası'nın faiz artırımı ile birlikte piyasalarda beklenen normalleşme adımını da beraberinde getirdi. 20 Mart 2025 tarihinde ara verilen haftalık repo ihalelerine yeniden başlanacağı duyuruldu. Bu durum, likidite koşullarının izlenmeye devam edeceği anlamına geliyor.
Faiz Artırımının Detayları
Merkez Bankası, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 350 baz puan artırarak yüzde 46 olarak belirledi. Gecelik borç verme faizi yüzde 49'a, gecelik borçlanma faizi ise yüzde 44,5'e yükseltildi. Bu artış, piyasa çevreleri tarafından sürpriz olarak değerlendirildi. Ancak, enflasyonla mücadele açısından doğru bir karar olarak nitelendirildi.
Geçen yılın sonunda başlayan faiz indirim süreci, içeride yaşanan siyasi gerilim ve küresel türbülans nedeniyle askıya alındı. Merkez Bankası, 13 ay aradan sonra ilk kez faiz artırımı gerçekleştirdi. Bu durum, yatırım maliyetlerinin yüksek kalacağı anlamına geliyor ve iş dünyası için önemli bir gelişme.
Enflasyon ve Para Politikası
Merkez Bankası'nın açıklamalarında, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği vurgulandı. Sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği ve maliye politikasının artan eşgüdümünün bu sürece katkı sağlayacağı ifade edildi. Enflasyonun kalıcı bir şekilde düşmesi hedefleniyor.
Kurul, enflasyon gerçekleşmelerini ve ana eğilimleri göz önünde bulundurarak politika faizini belirleyecek. Eğer enflasyonda belirgin bir bozulma olursa, para politikası duruşu sıkılaştırılacak. Tüm para politikası araçlarının kararlılıkla kullanılacağı belirtildi.
Finansal Piyasalardaki Gelişmeler
Son dönemde finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler, parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ilave adımların atılmasını gerektirdi. Merkez Bankası, likidite koşullarını yakından izlemeye devam edecek. Politika kararları, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini dikkate alarak belirlenecek.
Ekonomistler, Merkez Bankası'nın dövizde dengeyi sağlamak için rezervlerdeki düşüşü durdurma çabası içinde olduğunu belirtiyor. Önümüzdeki dönemde döviz piyasasında alım yönlü bir pozisyona geçilirse, faiz oranlarının düşmesi bekleniyor. Ancak döviz satışlarının devam etmesi halinde, faiz oranları daha da yükselebilir.
Yabancı Yatırımcıların Satışları
Yabancı yatırımcılar, 11 Nisan haftasında 3,1 milyar dolarlık net satış gerçekleştirdi. Bu satışlar, piyasa fiyatı ve kur hareketlerinden arındırılmış verilerle kaydedildi. Yabancıların hisse senedi ve tahvil satışları, piyasalardaki belirsizliklerin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS (Kesin Alım) net satımları 2 milyar 804,5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu durum, yabancı yatırımcıların Türkiye'deki piyasalardan çıkış yaptığını gösteriyor. Yabancıların hisse senedi stokları ise 39 milyar 661,7 milyon dolar olarak kaydedildi.
Avrupa Merkez Bankası'nın Faiz Kararı
Avrupa Merkez Bankası (ECB), 3 temel politika faizini 25 baz puan düşürdü. Bu karar, enflasyonun beklenildiği gibi geliştiğini ve gerilediğini gösteriyor. ECB, enflasyonun %2'lik orta vadeli hedefi civarında kalıcı olarak yerleşeceğine işaret ediyor.
ECB'nin faiz indirimleri, Avrupa ekonomisinde beklenen iyileşmenin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu durum, Türkiye gibi gelişen piyasalarda da etkili olabilecek bir gelişme. Merkez Bankası'nın alacağı kararlar, uluslararası piyasalardaki bu değişimlere bağlı olarak şekillenecek.