İstanbul Adliyesi'nde Gözaltı Süreci ve Ailelerin Bekleyişi
İstanbul Adliyesi'nin devasa binasının önünde endişeli bir kalabalık var. Polis bariyerlerinin yanı başında bekleyenlerin gözü kulağı; içerideki yakınlarından, sevdiklerinden gelecek bir haberde. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 19 Mart'ta gözaltına alınmasının ardından başlayan gösterilerde gözaltına alınanlar, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından savcılığa sevk edildiklerinde buraya getiriliyor.
Gençler hakim karşısına çıkarken yakınları ve aileleri adliye önü ya da çevredeki kafelerde beklemeye başlıyor. İçeridekilerle ilgili işlemler tamamlanıp yeni gözaltılar buraya getirildikçe dışarıdakiler de değişiyor. Devir daim devam ederken endişeli bekleyiş günlerdir sürüyor. Bekleyenlerin bazılarının ellerinde çiçekler var. Serbest kalan yakınları çıktığında onlara çiçekler verip sarılıyorlar.
Gözaltı Sürecinin Başlangıcı
İmamoğlu protestoları sonrası İstanbul'da gözaltına alınanların sayısı artıyor. Abdullah Şahin, kızı gözaltına alınmış bir baba olarak adliye önünde duygularını paylaşıyor. Kızının adli kontrolle serbest bırakıldığını öğrenen Şahin, bu süreçte avukatıyla iletişiminde bir sorun yaşanmadığını belirtiyor. Ancak diğer ailelerden duyduğu kötü muamele iddiaları onu endişelendiriyor.
Şahin, 'Korku ikliminin sonuna geldik çünkü artık korkacak hiçbir şey kalmadı' diyerek gözaltı süreçlerine tepki gösteriyor. Kızının serbest kalması onu sevindiriyor ama geride kalan gençlerin de bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyor. Bu durum, ailelerin yaşadığı duygusal karmaşayı gözler önüne seriyor.
Ailelerin Duygusal Bekleyişi
Ali Ünlü, oğlu tutuklanan bir baba olarak adliye önünde yaşadığı duygusal anları paylaşıyor. Oğlunun büyük bir Türk bayrağı salladığı fotoğrafı göstererek, 'Oğlum işte bunun için tutuklandı' diyor. Ünlü, bu durumu hazmedemediğini ifade ediyor ve umudunu kaybetmediğini belirtiyor. Ailelerin yaşadığı bu duygusal anlar, gözaltı sürecinin ne denli zorlayıcı olduğunu ortaya koyuyor.
Birçok aile, çocuklarının tutuklanmasının ardından adliye önünde toplanıyor. Anne, bir yandan yanındaki çocuğun elini tutarken diğer yandan telefonda konuşarak, 'Şimdi ne olacak? Biz şimdi ne yapacağız? Bu nasıl adalet?' diyerek endişelerini dile getiriyor. Bu durum, ailelerin yaşadığı belirsizliğin ve kaygının bir yansıması olarak öne çıkıyor.
Avukatların Açıklamaları ve Kötü Muamele İddiaları
Gençlerin adli süreçleriyle ilgilenen avukatlardan Zeynep Yılmazer Aka, adliyeye getirilen gençlerin çoğunun 18-25 yaş arasında olduğunu belirtiyor. Yüksek tutuklama oranlarının, gençlerin çoğunlukla cumhurbaşkanına hakaret ya da izinsiz gösterilere katılmaktan tutuklandığını ifade ediyor. Bu durum, adli kontrol yerine yüksek oranda tutuklama kararlarının bir 'cezalandırma' olarak algılanmasına yol açıyor.
Yılmazer Aka, kötü muamele iddialarının yaygın olduğunu savunuyor. Bazı gençlerin gözaltı sırasında direnmemelerine rağmen şiddete maruz kaldıklarını, darp edildiklerini ve uzun süre ters kelepçeyle bekletildiklerini aktarıyor. Bu durum, gözaltı süreçlerinin ne denli sorunlu olduğunu ortaya koyuyor.
Sonuç ve Bekleyişin Devamı
Emniyet Genel Müdürlüğü, kötü muamele iddialarını reddederek, 'Bu aşağılık bir yalandır' açıklamasında bulundu. İçeridekilerin işlemleri bir noktada bitecek. Ya tutuklanacaklar ya da serbest kalacaklar. Ailelerin endişeli bekleyişi, 27 Mart Perşembe günü Cevahir AVM'de gözaltına alınan gençlerle devam edecek. Bu süreç, İstanbul'da yaşanan toplumsal olayların ve ailelerin yaşadığı duygusal zorlukların bir yansıması olarak öne çıkıyor.
19 Mart'tan bu yana İstanbul'da düzenlenen gösterilerde gözaltına alınıp adliyeye sevk edilenlerin yakınları, adliye önünde çıkacak kararı bekliyor. Bu bekleyiş, toplumda yaşanan gerginliğin ve belirsizliğin bir göstergesi olarak dikkat çekiyor.